İZMİR İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Su Kemerleri ve Köprüler

BERGAMA ALLİONAİ KÖPRÜSÜ

İzmir’in Bergama ilçesine 22 km. uzaklıktaki Allionai  Asklepion alanındaki bu köprünün kitabesi günümüze gelememiştir. Yapı üslubundan MS. II.-III. yüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır.

Köprü kesme taştan yapılmış olup, üç yuvarlak gözden meydana gelmiştir. Bunlardan ortadaki göz diğerlerinden daha geniştir.

FOÇA SU KEMERİ

İzmir’in Foça ilçesinde, Eski Foça’da bulunan su kemeri XX. yüzyılın başlarına kadar kullanılmış ve şehrin içe suyu ihtiyacının büyük bir kısmını sağlamıştır.

Kemerin ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamakla beraber, Felix Sartiaux’a göre Orta Çağ’da yapılmıştır.

XVII. yüzyılda buraya gelen araştırmacı Le Bruyn su kemerinin 180 kemerini saydığını belirtmiştir. Günümüzde büyük bir kısmı ayakta olan bu kemer moloz taş ve kesme taştan yapılmıştır. Kemerler ince, uzun ve yuvarlaktır.

KIZILÇULLU SU KEMERLERİ

İzmir’in Buca ilçesi bugün Şirinyer olarak bilinen Kızılçullu (Paradiso) Mevkisinde bulunan Melez Çayı üzerindeki su kemerleri İzmir’e Aydın yönünden girişte dikkati çekmektedir. İzmir Kadifekale ve çevresinde kurulan ilk şehre su taşımak amacı ile MÖ 133-MS 395 yıllarında, İmparator Agutus döneminde Romalılar tarafından yaptırılmıştır.

Gaius Sextillius Pollio Aquaduct’ü olarak da tanınan bu su kemerleri kesme taştan ve tuğladan iki sıra halinde olup, duvarların işlenmesinde Roma harcı kullanılmıştır. Harcın içerisine büyük ölçüde yumurta akı katılmıştır. Böylece kemerlerin dayanıklılığı sağlanmıştır. Kemerler iki sıra halinde üst üste yapılmıştır. Ortadaki kemer diğerlerinden daha geniş ve yuvarlaktır. İki kenarlarında kesme taştan selyaranlarla desteklenmiştir. Diğer kemerler daha küçük ölçüde olup, hafif sivridirler.

Kemerleri Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar da onararak kullanmışlardır. Su kemerleri günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.

SELÇUK SU KEMERLERİ

Ephesos’ta yapılan kazılar sırasında çeşitli dönemlere ait çeşmeler ile evlere su sağlayan su kanalları ortaya çıkarılmıştır. Su kaynaklarının kente uzaklığından ötürü de ilk zamanlarda su gereksinimi kuyu ve sarnıçlardan karşılanmıştır. Sonraki dönemlerde Kuşadası’nın güneyindeki Değirmendere (Kençherios) ile Keltepe’deki su kaynaklarından yararlanılmıştır. Efes’e 42.5 km. uzaklıkta bulunan bu kaynaklardan su 0.8 m. genişliğinde, 0.9 m. yüksekliğinde; 0.65 m. genişliğinde ve 0.45 m. yüksekliğindeki kanallarla getirilmiştir. Bu kanallar Bülbül Dağı’nın çevresini dolaşmıştır.

Bunun dışında İzmir yolu üzerindeki Pranga Suyu (Klaseas) 10 km. uzunluğundaki kayalara oyulmuş kanallar ve taş duvarlardan yapılmış terasların aracılığı ile şehre getirilmiştir. Bunun için yer yer kemerlere gereksinim duyulmuştur. Böylece sular Ayasuluk Tepesi’ne kadar ulaştırılmıştır.

Günümüzde Selçuk ilçesinde Bizans döneminde yapılmış su kemerleri bulunmaktadır. Bu kemerler doğu yönünden gelerek Ayasuluk Tepesi’ne kadar uzanmaktadır. Oldukça yüksek kesme taş ve tuğladan yapılmış, yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış olan kemerler günümüze kısmen iyi bir durumda gelebilmiştir.